20 Ağustos 2015 Perşembe

Her Tığ işi Dantel Değildir (Değilmiş)





Bundan yaklaşık 1.5 yıl önce tığ işi benim için sadece televizyonun üzerindeki veya sehpalara örtülen beyaz, çok işçiliği olan, ütülemesi kabus ve çeyizde hasbelkader bulunan dantelden fazlası değildi. Hafif bir küçümseme ifadesi ile tığ işi dendiğinde burun bükerdim (evet, suçluyum).

Sonra nasıl olduysa, nereden fark ettiysem tığın beyaz, dantel ve çeyiz dışında da anlamı olduğunu keşfettim. İnsanlar inanılmaz işler yapıyordu renk renk iplerle, yünlerle. Yapılanlar sadece iki boyutlu değildi. Üçüncü bir boyutu da vardı tığ işinin.

O günden beri vaz geçilmez bir tutku oldu benim için tığ. Sürekli yeni bir şeyler yapmaya, öğrenmeye, kendimi geliştirmeye çalışıyorum. Her yaptığım/öğrendiğimle daha yapılabilecek binlerce şey olduğunu fark ediyor, bazen mutsuzluğa kapılıyorum.

Bu konuda daha yazmak istediğim çok şey var ama şimdilik sizi aşağıdaki sanatsal çalışmalarla baş başa bırakayım. Kimin tarafından yapıldığına dair net bilgi edinemedim. Ancak anlayabildiğim kadarıyla Rus bir sanatçı. Sitede diğer çalışmaları da yer alıyor.


Umarım ben de bir gün böyle şeyler yapabilirim.





19 Ağustos 2015 Çarşamba

İş Sepetim




Normal hayatımda çok da düzenli, tertipli bir insan olduğum söylenemez. Ancak tığ işi yaparken tüm malzemelerimin elimin altında düzgünce durmasını isterim. Her ip keseceğim zaman makası aranmak, uçları temizlerken iğneyi koltuğun altından çıkarmak, bilmem kaçıncı kez mezuranın yerini keşfetmek… Evet kesinlikle nefret ettiğim şeyler.

Bunun sonucunda çalışırken elimin altında, sehpamın üzerinde düzgün bir şey bulundurmak istedim. Aramalarım sonucunda bir yabancı sitede SPA sepeti olarak aşağıdaki modeli buldum.





Gözlerden oluşması hoşuma gitti ve azıcık değiştirmeyle ben de aşağıdaki sepeti yaptım.







Sitedeki talimatları takip ederek ana gövdeyi oluşturduktan sonra içine daha az bölme yapmaya karar verdim.






 Bölmeleri yerleştirmeden önce ana gövdeyi kolaladım. Böylece daha sert bir duruşu oldu. Kolalaması bittikten sonra bölmeleri yerleştirdim, sapları ekledim. Süslemelerini yaptım. Bu arada unutmadan, sepetin tabanına da kaldırdığım zaman düz durması için karton yerleştirdim.





Hem renklerini (baharı hatırlatıyor bana) hem de işlevselliğini çok sevdiğim sepetim, yaptığım günden beri sehpamın üzerinde bana eşlik ediyor.

18 Ağustos 2015 Salı

Tam Şu Anda Ne Yapıyorum (TŞANY) 1

Merhaba yazısını yazdıktan sonra sıra geldi aklımdaki temalardan ilkini sizinle paylaşmaya. Adı: Tam Şu Anda Ne Yapıyorum?. Bu başlık altında elimde aktif olarak yapmakta olduğum işleri paylaşmayı planlıyorum.

Biliyorum kimileri bir işi bitirmeden zinhar diğer işe başlamaz. Önce elinde ne varsa o tamamlanacak, ardından yeni bir projeye başlanacak. Kimileri ise (bkz: ben) daldan dala konup, aynı anda iki-üç (dört-beş :) gittiği yere kadar artık) işi bir arada götürüp, birinden sıkılınca diğerine geçer. Benim de elimde genelde aktif yaptığım en az iki iş olur. Mümkün olduğunda birini daha zorlayıcı, dikkat gerektiren bir iş seçerken, diğerini bir şeyler izlerken rahatça yapabileceğim işlerden seçmeye çalışıyorum.

Aktif işlerimden ilki, eşim için yaptığım karelerden (granny square) oluşan battaniyem.

Her şey bir fikir, 3 renk ve şu kareyle başladı.







Ardından kareler üst üste yığıldı



Sonra serildi



Sonra tekrar bir araya geldi



En nihayetinde kareler tamamlandı, ipleri temizlendi ve gerdirildi.




Artık iş bunları şablona göre birleştirmeye kaldı.

Şablon ne mi? O da sürpriz olsun J



İkinci işim ise takip ettiğim yabancı bir grupta bir anda ortaya çıkan bir resimle başladı.



 Tek bir resimden, epey bir araştırma sonucunda şablonuna ulaşabildim. Örneğin adı Brioshka. Ayrıntılı yapılışı ortalarda yok, şablondan çıkarmayı başardım. Elimde de tam bu örneğe uygun, pazardan bulduğum, rengine bayıldığım bir ip vardı. Örnek ve ip bir araya geldi, aşağıdaki şal ortaya çıkmaya başladı. Yukarıdaki resmi dün çekmiştim. Aşağıdaki resim ise bugün çekildi. Dizi izleye izleye yapıyorum. Arada iyice dolanmış yumağı açıp sarma işlemine rağmen yine de hızlı ilerliyor gibi.






Elimde 2-3 başka proje daha var ancak onları şu anda aktif olarak yapmadığımdan bir dahaki TŞANY paylaşımına bırakıyorum. 


Merhaba

İlk yazının ne kadar zor olabileceğini tahmin ediyordum. Ancak boş sayfa ile karşı karşıya kalınca işin ciddiyetini daha da bir kavradım. İlk yazıda neler söylenir, ne anlatılır, kendini mi tanıtırsın yoksa yapmayı planladıklarını mı dile getirirsin?  Bunların hepsi veya hiç biri.

Uzun süredir blog okuyucusu birinin, bunca güzel örneği gördükten sonra bir blog açmaya cesaret etmesi gerçekten zor oluyor. Doğruyu söylemek gerekirse, hiç de aklımda olan birşey değildi. Ancak yaptıklarımı paylaşmak, anlatmak istediklerimi anlatmak, bilgi alışverişi yapmak için sanırım anlık sosyal medyadan daha fazlasına ihtiyacım olacak. İşte bu nedenlerle açmak istedim blogumu.

Umarım aklımdakileri, gönlümdekileri ve bilgilerimi paylaşabilirim.

Tekrar Merhaba